Tüm dünyaya yayılan ve de yayılmaya devam eden coronavirüs can almaya devam ediyor. Tabii virüsün ortaya çıkışıyla ilgili de birçok komplo teorisi öne sürüldü. Bu teorilerden en yaygın olanı da Coronavirüsün bazı ülkelerin başlattığı biyolojik savaşın bir silahı olduğu düşüncesi yönünde.
En basitinden sokaktan bile on kişi bulup bu konuyu sorsanız bile dokuzundan alacağınız cevap muhtemelen bu teori olacaktır. Coronavirüsün başlangıç noktası olan Wuhan’da çalışmalar sürüyor. Ne var ki, COVID-19 olarak adlandırılan virüsün ilk kez hangi hayvandan insana geçtiği henüz bulunamadı ya da açıklanmadı. Bu da bu teoriyi savunanların elini tabii ki güçlendiriyor. Ancak bilim insanları, COVID-19’un genetik mühendisliğin değil, doğal evrimin bir ürünü olduğu sonucuna vardı.
Baş Araştırmacı Kristian Andersen: Doğal süreçlerden kaynaklandığını kesin olarak belirledik.
Nature Medicine dergisinde yayınlanan makaleye göre SARS-CoV-2 ve ilgili virüslerden elde edilen genel genom dizisi verilerinin analizi, virüsün bir laboratuarda üretildiğine veya başka bir şekilde tasarlandığına dair herhangi bir kanıt sunmadı. Baş araştırmacı Kristian Andersen, “Bilinen corona virüsü suşları için mevcut genom dizisi verilerini karşılaştırarak, SARS-CoV-2’nin doğal süreçlerden kaynaklandığını kesin olarak belirledik” diyor.
Kökeni 1950’lere kadar dayanan corona virüsler, geniş çapta hastalıklara neden olabilecek çok tehlikeli bir virüs ailesi. Corona virüsünün neden olduğu bilinen ilk ciddi salgın, Hong Kong’da 2002 yılında Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) salgını ile ortaya çıktı. Ardından 2012’de Suudi Arabistan’da Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) adında ikinci bir ciddi salgın hastalık baş gösterdi. 9 yıl arayla çıkan bu salgınlar, dünya genelinde binlerce insanın hayatını kaybetmesi ile sonuçlandı.
31 Aralık tarihinde Çinli yetkililer, Dünya Sağlık Örgütü‘nü (WHO) Wuhan kentinde yeni bir corona virüsü salgının ortaya çıktığı konusunda uyardı. SARS CoV’a yakın benzerliğinden dolayı SARS-CoV-2 olarak isimlendirilen virüs, sadece 3 ayda pandemiye dönüştü ve yaklaşık 200.000’den fazla insana enfekte oldu. Tedavisi henüz bulunamayan yeni tip corona virüsü, şu ana kadar dünya genelinde 7.968 kişinin hayatına mal oldu.
COVID-19’un spike protein yapısını açığa çıkaran bilim insanları, başak proteinlerin RBD bölümünün, anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2) olarak bilinen insan hücreleri üzerindeki bir reseptörü etkili bir şekilde hedeflemek için evrimleştiğini buldular. SARS virüsündeki başak proteininden en az 10 kat daha sıkı bağlanan COVID-19, bu nedenle selefinden 10 kat daha hızlı bulaşıyor.
SARS-CoV-2 omurgasının, halihazırda bilinen corona virüslerden önemli ölçüde farklı olduğunu ve çoğunlukla yarasalarda ve pangolinlerde bulunan virüslere benzediğini keşfeden araştırmacılar, genomik sekanslama analizlerine dayanarak, virüsün genetik mühendisliğinin değil, doğal evrimin bir ürünü olduğu sonucuna vardı.